12 Kasım 2009 Perşembe

Sakinleştirici güç


Yapılan son araştırmalar anne sütünün stres üzerinde de etkili olduğunu gösteriyor...

Anne sütüyle büyüyen bebekler biberonla beslenenlere göre daha şanslı. Çünkü ileriki yaşamlarında stresle daha kolay başa çıkıyorlar. Araştırmacılar 10 yaşlarındaki 9 bin çocuk üzerinde yaptıkları araştırmada şu sonuca varmış, biberonla beslenen bebekler strese karşı daha dayanıksız. Tıpkı anne-babanın boşanması nedeniyle çocukların yaşadığı aşırı stres gibi. Bebeğin ilk birkaç yılında emzirme sırasında anneyle kurduğu yakın temas çok önemli. Çünkü bunun hem beyin gelişimine, hem de stresle başa çıkabilmede faydaları var. Ama tabii bebeğiniz memenizi emmediyse ileride bir stres topu olacak diye bir kural da yok. Siz onu şefkatinizle sakinleştirirsiniz.

Kaynak

Kitaplar & Dergiler


Anababaların En Çok Sorduğu Soruların Cevapları

  • Bebeğimizin bütün gece uyumasını nasıl sağlayabiliriz ?
  • Çocukların neden bu kadar çok karın ağrısı olur ?
  • Çocuğumun ayakkabılarının ayağına uygun olduğunu nasıl anlayabilirim ?
  • Çocuklar lens takabilir mi?
  • Ergenlik çağındaki üvey kızımın düşmanca olmasının nedeni nedir?

 
İster yen, ister deneyimli olsun, her anababanının soruları vardır. Bazı anababalar bilmeleri gereken yüzlerce şey karşısında şaşkına dönerler. Dr. Grace Ketterman'ın kitabı onlara gerekli cevapları sağlayarak yardımcı oluyor. Bir çocuk doktoru, çocuk psikiyatristi ve anne olarak Grace Ketterman anababaların sorduğu yüzlerce soruyu cevaplamak için gerekli donanıma sahip. Gerçek anababaların sorduğu gerçek sorularla dolu olan bu kitap, yenidoğandan evden ayrılana kadar ki her dönemle ilgili sorusu olan anababalar için zengin bir kaynak niteliğinde.

 
Özel muayenehanesi olan ve okullara danışmanlık hizmetleri sunan Dr. Grace Ketterman on beşten fazla kitabın yazarı. Bunlar arasında, The Complete Book of Baby and Child Care, Don't Give In, Give Choices : Winnig Your Child's Cooperation ve en çok satan kitaplarından When You Feel Like Screaming: Help For Frustrated Mothers gibi kitaplar var.

KAYNAK

8 Kasım 2009 Pazar

ALTINA İMZAMI ATARIM



"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır.

Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."


7 Kasım 2009 Cumartesi

Hava soğuyor, bebek hastalıklarına dikkat!

Bebekleri nezle, grip, bronşit gibi hastalıklardan korumak için nelere dikkat etmeliyiz?



Tatil havasından çıkıp giderek daha fazla sosyal olduğumuz sonbahar aylarında çocukları, özellikle de bebekleri pek çok hastalık bekliyor. Onları bunlardan korumak çok önemli, çünkü bağışıklık sistemi henüz tam olarak güçlenmemiş bir bebek için bu mevsimde yaygın olan grip, nezle, zatürree, bronşit gibi enfeksiyonlar hayati tehlikeye yol açabiliyor.



Sadece bebekler değil, yakında okula başlayacak ve “mikroplarla iç içe” olacak çocuklar da risk altında. Burada anne-babalara büyük görev düşüyor. Çocuklarını hastalıklardan, soğuk hava koşullarından, kirli ortamlardan korumak için bağışıklık sistemlerini doğdukları günden itibaren mümkün olduğu kadar güçlendirmeliler. Nasıl mı? Tabii ki başta anne sütüyle. İşte çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlarının konuyla ilgili önerileri...


“Bebekler rüzgardan korunmalı çünkü hemen üşütürler”


Prof. Dr. Hilal Mocan (Hilal Mocan Çocuk Kliniği)


Sonbahardaki ani hava değişiklikleri nedeniyle yaz, kış ve bahar giysileri bir arada tutulmalı. Bebekler mutlaka iki kat giydirilmeli, gerektiğinde fazla giysiler çıkarılmalı. Ayrıca aileler bebekler için yanlarında bir koton hırka, bir de ince battaniye taşımalı. Bebekler özellikle rüzgardan korunmalı. Eğer terliyse hemen üşütür.


Grip virüsü İnfluenza dışında bu mevsimde Koksaki virüsü de yaygın. Bu, ağızda yaralar yapıyor. Kusma ile başlıyor, ishal, öksürük ve yüksek ateş yapabiliyor.


Çocuklar sebze-meyve ağırlıklı beslenmeli. Özellikle elma, muz, ananas bağışıkılık sistemini güçlendiriyor. Balık, ceviz ve fındık yemek de önemli. Mikrodalga kullanılmamalı. Yemekler buharda pişirilmeli. Ayrıca spor çok önemli. Ben dördüncü aydan itibaren spor yaptırıyorum. Genellikle 5-6 yaştan sonra başlanabilir. Yüzmeye 3,5-4 yaşında bile başlanabilir.


Kışın evler sık sık havalandırılmalı. Yerler temizlenirken suyun içine bir miktar çamaşır suyu eklenmeli. Ayakkabıyla eve girilmemeli. Eve girer girmez eller yıkanmalı. Giyimden spora kadar önlem alınmalı.


“Aşılar düzenli olarak yaptırılmalı”


Prof. Dr. Leyla Ağaoğlu (International Hospital)


Soğuk hava vücudun direncini düşürüyor. Dolayısıyla bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığı artıyor. Bu mevsimde en sık üst solunum yolu enfeksiyonlarına yani soğuk algınlığı ve gribe rastlıyoruz. Bunlarda grip aşısı faydalı olabilir. Bir de antibiyotikle tedavi ettiğimiz kısaca “beta” dediğimiz boğaza yerleşen bir bakteri türü var. Bu, bademcik iltihabı gibi hastalıklara yol açar, bulaşıcıdır.


Gripte bol sıvı alımı önemli. Ateş düşürücü de kullanılabilir. Ancak asıl ürkütücü olan domuz gribi. Okulların açılmasıyla birlikte bunun artacağından ve kışın daha ağır seyredeceğinden korkuluyor. Buna karşı yakında bir aşı piyasaya çıkacak.


Üst solunum yolu hastalıkları alt solunum yolu hastalıklarına, mesela bronşit ve zatürreeye de dönüşebiliyor. Zatürree aşısını da düzenli olarak yaptırmak lazım.


Hijyene çok dikkat edilmeli. Öpüşme olayından vazgeçmeli. Bebek illaki öpülerek sevilmez. Tokalaşmak bile riskli. Tokalaştıktan sonra eller yıkanmalı. Mikrop asıl ellerde yuvalanıyor çünkü.


“Bebekler doğadan kopuk büyütülmemeli”


Dr. Erhan Ateş (Mini Med Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Merkezi)


Bebekler bu aylarda genellikle çok sıkı giydirilir. Oysa biz soğuktan değil, ani hava değişikliklerinden ve rüzgardan korkuyoruz. Çocukların üşüyüp üşümediğini anlamak için özellikle de ense ve koltukaltına bakılmalı. Genellikle avuç içine ve burnuna bakılır, oysa bu yanlış. Giysilerde ise en sağlıklı kumaşlar ipek, pamuk ve yün.


Bebekleri aşırı korumak yanlış. Bugünkü çocuklar aşırı steril ve doğadan kopmuş vaziyette yaşıyorlar. Bu da bağışıklık sistemlerinin gelişmemesine ve sık hastalanmalarına yol açıyor. İlk aylar bu hataları yapıp 3 yaşından sonra doğaya salmak da bir işe yaramaz. Çocuk doğar doğmaz doğayla uyumlu olmalı.


Çocukları hastalıklardan korunmak için hijyen ve dengeli beslenme çok önemli. Özellikle kansızlık bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu aylarda C ve B vitaminleri önemli. Çocukları, özellikle de bebekleri hastalıklardan korumak için öksüren hapşıran kişilerse mutlaka maske takmalılar.


Bade Gürleyen, Milliyet

Kaynak

Miniklerimizin kabanları Benetton ve Sisley’den!

Bu koleksiyonlar çocuklarımızı soğuktan korurken, şık olmalarını da sağlıyor!

Çocuk giyiminin en zevkli markaları arasında yer alan 012 Benetton ve Sisley Young, yeni ve rengarenk 2009 Sonbahar-Kış Koleksiyonu ile çocuklara, şıklıkta büyüklerle yarışacak alternatifler sunuyor.



012 Benetton’un yeni sezon koleksiyonunda, siyahın sert imajı kırmızı, beyaz ve gümüşle birleşerek hırka, şalvar ve balon eteklerle adeta yumuşuyor. Turkuvaz, narçiçeği, mor, sarı, yeşil, eflatun gibi birçok rengin görülebileceği koleksiyonda; Benetton kızları kaz tüyü anoraklar, jakarlı uzun hırkalar, pançolar, ekose gömlekler ve desenli bluzlarla şıklaşıyor. Geleneksel okul tarzı; kabanların mavi, yeşil ve narçiçeğiyle birleşmesiyle canlanıyor. Pastel renklerde kadifeler, kabarık modellerle feminen ve spor bir şıklığı temsil ediyor. Mor, mavi ve denim şehirli bir görünüm verirken; kargo bermudalar ve baskılı gömlekler sportif bir tarz yaratıyor.



Sisley Young da modayı takip eden minik kızlarımıza birbirinden güzel kıyafetler sunuyor. Ekose modeller, parlak naylonlu kumaştan kapitone ceketler ve güllerle süslenmiş montların yer aldığı koleksiyonda, siyah ve duman grisi kırmızıyla bütünleşiyor. Gri, krem ve mürdüm romantik bir hava yaratırken, kısa etekler ve çiçekli salaş bluzlar Sisley Young kızlarının şıklığını tamamlıyor. Balıkçı yaka kazaklar, taşlanmış jean’lerle kombinlenerek hoş bir görünüm oluşturuyor. Fırfır ve güller, kadife ve saten, çiçekler ve pembe, şeritler ve ince dikişler ise özel günlerde şıklığı tamamlamak için ideal alternatifler oluşturuyor.



Mickey Mouse, Donald Duck ve Superman gibi çizgi film kahramanlarını taşıyan tişört ve sweatshirt’ler, 012 Benetton’un yeni sezon koleksiyonuna renk ve hareket katıyor. Cesur renklerle sportif bir görünüm sunan koleksiyon, iç ve dış mekanlara uygun giysilerin ideal bir karışımını içeriyor. Benetton çocukları; ister düşük belli kargo pantolonları salaş üstlerle kombinliyor, isterse kolej stili yaratarak klasik kesimli üstlerle parka ve rüzgarlıkları giymeyi tercih ediyor. Hangi renkleri ve tarzı seçerlerse seçsinler, 012 Benetton ile havalı ve etkileyici bir tarz onları bekliyor.



Sisley Young’un yeni sezonundaysa, renk ve kombinasyonların çeşitliliği dikkat çekiyor. Gri, siyah ve gümüş tonlarında kapitone yelekler ve çizgili gömlekler şık bir hava yaratırken; baskılı sweatshirt’ler, havacı tarzına uygun ceket ve pantolonlar ise sportif bir görünüm oluşturuyor. Turuncu, mürdüm ve mavi tonlarındaki renk skalası, geleneksel okullu görünümünün klasik çizgisini bozmadan koleksiyona renk katıyor. Dikkatle çalışılmış, sofistike detaylarla süslenen şık alternatifler Sisley Young’da…

Kaynak

Çocuk ve bebek odası mobilyası nereden alınır?

Çocuğunuzun odası için en yaratıcı, en güzel mobilya tasarımlarını bulabileceğiniz adresler…


Çocuğunuz için dekore ettiğiniz odanın görüntü güzelliği ve şıklığı kadar, mobilya yapısı, tasarımı ve tabii fiyatı önemli. Bu özellikleri dikkate alarak pudra.com olarak bebek ve çocuk odasına mobilya alabileceğiniz mağazaları inceledik:



IKEA


Bir tasarım cenneti olan Ikea’da, çocuk ve bebek odasında kullanacağınız mobilyayı çok uygun fiyatlarda satın alabilirsiniz. 100-300 TL arasında değişen bebek yatakları, 300 TL’den başlayan çocuk yatakları, 300-450 TL arasında değişen gardıroplar, beğeninize uygun olan perdeler, aydınlatma aksesuarları, halılar ve pek çok oyuncak seçeneğiyle istediğiniz konsepti yaratabilirsiniz. Ikea’yı haftanın 7 günü, 10.00-22.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.


Ikea Ümraniye


Meydan Alışveriş Merkezi Çakmak Mahallesi No: 243 Tepeüstü Mevkii
Ümraniye - İstanbul


Ikea Bayrampaşa


Forum İstanbul Kocatepe Mahallesi Şehir Parkı Caddesi
Bayrampaşa - İstanbul
Müşteri hizmetleri: 444 4 532


İNCİ TUNÇEL


İnci Tunçel’de “deniz”, “gondol”, “fazıla”, “çiçek”, “manolya”, “çizgi”, “bulut”, “tavşan”, “soley”, “ağaç” konseptli; renkli kareli odalar, büyüyen bebek odaları tasarımları bulabilirsiniz. Odanızın planı ile İnci Tunçel’e gittiğinizde, sizin için özel bir bebek odası da tasarlanabiliyor. Ayrıca, bebeğinizin odasını daha şık hale getirmenizi sağlayan çeşitli aksesuarlar, abajurlar, yatak örtüsü takımları da bulunan İnci Tunçel’de, peşin ödemelerde indirim, mağazada yeşil noktalı ürünlerde indirim ve taksit de yapılıyor.


İnci Tunçel Çiftehavuzlar


Cemil Topuzlu Caddesi No: 19-B Çiftehavuzlar - İstanbul
Tel: (216) 360 88 80 – (216) 478 60 56


İnci Tunçel Levent


Nispetiye Aytar Cad. No: 16 Levent - İstanbul
Tel: (212) 283 79 58 – (212) 284 31 15


ODDA


Odda’da “çiçekli”, “arabalı”, “çitli” ve “balıklı” bebek odası konseptlerinin yanı sıra değişebilen parçalarla hazırlanan “büyüyen kız/erkek bebek odası” da bulabilirsiniz. “Çitli bariyerli kız odası”, “ranzalı oyun odası” ve “balıklı oyun odası” da yapılan Odda’da, ürünlerde su bazlı boya kullanılırken, esaslı boya ve vernik kullanılmıyor. Çünkü solvent esaslı boyalar kanser, astım gibi hastalıkları tetikleyebiliyor.


Odda


Nispetiye Cad. Profesörler Sitesi C-3 B blok D: 2
Etiler – istanbul
Tel: (212) 287 05 06


HABİTAT


Değişik tasarımlarıyla dikkat çeken Habitat, çocukların dünyasına da eğlence kazandırıyor. Işıklı halı, ev desenli karyola perdesi, birbiri içine geçen masa ve sandalye seti, evcilik çadırı, ay şeklinde tavan lambası gibi çocukların hayal dünyasını genişletmeye yönelik mobilya ve aksesuarlar ile yaratıcı bir çocuk odası dekore edebilirsiniz. Habitat’ta meşe kaplama çocuk karyolası fiyatları 450 TL ile 1600 TL arasında değişiyor. Ödemelerinizi taksitle yapabileceğiniz gibi, ödeyeceğiniz tutar arttıkça daha fazla indirim imkanıyla da karşılaşabilirsiniz.


Habitat (Addresistanbul Ev Dekorasyonu Merkezi)
Halide Edip Adıvar Bulvarı Grand Cevahir Otel yanı
Şişli - İstanbul
Tel: (212) 320 82 82


HAIDI BABY


Haidi Baby’ye uğrayarak, evlerde bulunan nemi yüzde 45-57 oranında muhafaza edip bakteri üremesini engelleyen masif ahşap mobilyalar ile bebek odanızı dekore edebilirsiniz. “Ördekli”, “ayıcıklı”, “zambak”, “Donald”, “truva” ve “açelya” konseptli odaları evinize uygulayabileceğiniz gibi, varolan odanızı sallanır koltuk, sallanır beşik, bambu sepetler, duvarlara dev çıkartmalar alarak farklılaştırabilirsiniz.


Haidi Baby


Modoko Mobilyacılar Sitesi 5. Cad. No: 12
Y.Dudullu - İstanbul
Tel: (216) 313 13 31


MOBIDIC


Mobidic bebek odası mobilyaları, özel el emeğiyle MDF’den üretiliyor. Beşikler, bebeğin gelişimine uygun olarak fonksiyonel bir şekilde gelişen tarzda yapılıyor. Avrupa standartlarında, çocuk güvenlik ve sağlığına zararlı olabilecek boya veya aksesuarlar kullanılmayan Mobidic’te bebek odalarının birçok modeli, bebeğin gelişimine paralel olarak büyüyor ve ileri yaşlarda genç odası olarak da kullanılabiliyor.


Mobidic merkez
Masko B-5 Blok No: 18-20
İkitelli - İstanbul
Tel: (212) 675 13 44


Mobidic şube adres
Fatih Mah. Dışkumsal Cad. No: 54
Küçükçekmece – İstanbul
Tel: (212) 426 31 01


MONDO


Mondo’da mobilyadan yatak örtüsüne, halıdan perdeye, duvar kağıdından aydınlatmaya kadar bebek odanız için aradığınız her türlü ürünü bulabilirsiniz. Mondo’nun kendi tasarımları dışında her türlü mimari proje ve özel tasarımlar konusunda da hizmet alabilirsiniz. Standart ürünler ve modellerin yanı sıra özel model ve isteklerinizin de projelendirilip size seçenek
olarak sunulduğu Mondo’dan, kusursuz bir bebek odası yaratabilirsiniz.


Mondo Showroom
Cengiz Topel Cad. No: 2 Etiler - İstanbul
Tel: (212) 287 55 10 - 11


ÇİLEK


Çilekte, kız bebekler için “cici”, erkek bebekler için “sevimli” konseptleriyle; çocuklar için de “şirin”, “şeker”, “yarışçı”, “denizci”, “afacan”, “bioconcept” gibi ilginç oda tasarımlarıyla tanışabilirsiniz. Ayrıca, tek tek yatak, gardırop, şifonyer ve diğer aksesuarları seçerek çocuğunuzun odasını kendiniz dekore edebilirsiniz. Şirin kız çocuk odasını ortalama 1300 TL’ye; afacan erkek çocuk odasını ortalama 2300 TL’ye; cici kız bebek odasını ortalama 2000 TL’ye, sevimli erkek bebek odasını da ortalama 1500 TL’ye satın alabilirsiniz.


Çilek Mecidiyeköy Profilo
Profilo AVM Cemal Sahir Sok. No: 26-28 Kat: 1
Mecidiyeköy - İstanbul
Tel: (212) 211 67 91


Çilek Olivium Zeytinburnu
Gökalp Mah. Prof. Muammer Aksoy Cad. No: 29 (Olivium AVM karşısı)
Zeytinburnu - İstanbul
Tel: (212) 546 96 97


Çilek Göztepe
Fahrettin Kerim Gökay Cad. No: 228
Göztepe - İstanbul
Tel: (216) 467 80 04


Çilek Bostancı
Altıntepe Mah. Bağdat Cad. No: 36/1
Bostancı - İstanbul
Tel: (216) 417 44 10


Çilek Bahçeşehir
Bahçeşehir Mobilyacılar Sitesi Hoşdere Yolu H-1 Blok No: 17
Bahçeşehir - İstanbul
Tel: (212) 672 93 33

Kaynak

Kasık fıtığı anne karnında oluşuyor


En önemli belirti: Ağlama ve ıkınmayla oluşan şişlik…

Kasık fıtığı, kasık bölgesinde genellikle ağlama ve ıkınmayla gelişen bir şişlik olarak kendini gösteriyor. Çocuklarda fıtık görülme riski yüzde 1-5 oranında değişiyor. Erkeklerde kızlara göre 3-10 kat daha fazla ortaya çıkıyor. Prematüre doğan bebeklerde bu oranın yüzde 30'lara vardığı bildiriliyor.



Kız çocuklarında yumurtalıklar, erkek çocuklarında ise testisler karın boşluğunda oluyor. Karın zarı gebeliğin 7-9'uncu ayında adeta bir eldiven parmağı gibi kasık bölgesine uzanıyor. Bu parmağın içinden geçen testis torbadaki yerini alıyor. Aynı şekilde yumurtalık ve tüpler de normal yerini alıyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç.Dr. Latif Abbasoğlu, eldiven parmağı gibi olan bu bölgenin bir süre sonra kapandığını, kapanmadığı durumlarda ise fıtık oluşumundan bahsedildiğini belirtiyor. Zarın açık kalmasının fıtık oluşturduğunu belirten Doç. Dr. Latif Abbasoğlu, şunları söylüyor:


“Hastalığın tanısını çoğu zaman aile öyküsüyle koyuyoruz. Karın içi basıncının artmasıyla birlikte karın boşluğuna bağırsakların ve kız çocuklarında yumurtalık ve tüplerin girmesiyle fıtık oluşuyor. Her 100 kişiden 20’si kasık fıtığı. Bu kişiler açıklığın oluşup kapanmamasıyla birlikte ölüyor ve sebebi saptanamıyor. Ancak karın içi organlar aşağı doğru fıtıklaşırsa anlaşılabiliyor. Aileler “Eğer fıtık doğuştansa neden beş yaşında ortaya çıktı?” diye soruyor. Oysa kasık fıtığı daha geç ortaya çıkabildiği gibi hiç ortaya çıkmadığı da oluyor.” Doç. Dr. Abbasoğlu, kasık fıtığının yüzde 60 oranında sağda, yüzde 30 oranında solda ve yüzde 10 oranında her iki tarafta birden olabildiğini belirtiyor.


Fıtık Elle İtilince Kaybolmuyorsa Acil Müdahale Şart


Fıtık tanısı, muayene sırasında çocuğun ağlaması veya ıkınması, yani karın içi basınç artışıyla karın içi organlardan birinin, kasık kanalına doğru ilerlemesiyle ortaya çıkıyor. Çünkü bu durumda kasıkta bir şişlik oluşuyor. Çocuk susunca, yani gevşeyince bu şişlik kendiliğinden kayboluyor veya elle karın içine itiliyor. Bu şişliğin kendiliğinden kaybolmaması ya da uzman bir hekimin müdahalesiyle yerine itilememesi durumuna “fıtık boğulması” deniliyor. Burada fıtık kesesi içinde bağırsakların sıkışması söz konusu oluyor ve bu durum acil müdahale gerektiriyor.


Kasık Fıtığı Ameliyatla Tedavi Edilebiliyor


Kasık fıtığı tanısı konulduğunda tedavisi cerrahi olarak yapılıyor. Tanı konulduktan sonra acil olmamakla birlikte en kısa sürede operasyon planlanıyor. Halk arasında yaygın olduğu gibi, çocuğun bir-iki yaşına ya da okul çağına kadar gelmesinin beklenmesi doğru değil. Beklemeden tedavisinin yapılması gerekiyor. Kasık fıtığı ameliyatı çocuk hastaneye yatırılmadan ayaktan yapılabiliyor. Genel anestezi ile gerçekleştiriliyor. Günübirlik cerrahi işlem olarak adlandırıldığından aynı gün hasta evine gönderiliyor. Tedavide doğuştan açık kanal ve daha sonra fıtık oluşumuna neden olan karın zarı kapatılıyor.


Ameliyata Rağmen Tekrar Riski Düşük


Kasık fıtıklarının ameliyata rağmen tekrarlama riski düşük bir oranda görülüyor. Doç. Dr. Latif Abbasoğlu, ameliyat edilmeyen vakalarda fıtık boğulması ve buna bağlı bağırsak tıkanıklığının önemli bir tehlike olduğuna dikkati çekerek şunları söylüyor: “Ameliyat gecikirse bağırsaklarda dolaşım bozukluğuna bağlı kangren ve hayatı tehdit edebilecek tablolar oluşabiliyor. Bu nedenle hastanın tanı konulduktan sonra bekletilmeden ameliyat edilmesi gerekiyor.

Kaynak

5 Kasım 2009 Perşembe

1 Kasım 2009

Geç kalan bir yazı.1 Kasım 2009 pazar sabahı sevgilim yanımdaydı.Çok güzel gir gün geçirdik.İyi ki varsın sevgilim :))))





Sevgili ve Ben

Düden Şelalesi








Her ülkenin diş gelenekleri farklıdır!


Yüzyıllardan beri, zamanla her toplumun kendine has bir takım inançları oluşmuştur. Çocukların süt dişleri döküldüğünde de inanışlara göre bazı adetler uygulanır. Japonlar dökülen üst dişlerini çamura atarlar, Venezuellalılar ise yastıklarının altına saklarlar. İşte ülkeden ülkeye bu inanışlar…

Afganistan


Dişlerini bir fare deliğinin içine bırakırlar ve “kirli, eski dişimi al ve bana onun yerine küçük, temiz bir diş ver” derler.


ABD


Amerikalı çocuklar, dökülen süt dişlerini yastığın altına koyarlar. Uykuya daldıklarında “Diş Perisi”nin gelip, dişi alacağına ve onun yerine para bırakacağına inanırlar.


Arjantin


Dişlerini bir bardak suyun içine koyarlar. Gece olunca El Ratoncito adında küçük bir farenin gelerek, bütün suyu içip, dişi alarak boş bardağın içine bozuk para veya biraz şeker bırakacağına inanırlar.


Arnavutluk


Dişlerini evlerinin çatısının en üstüne atarlar ve “fare, fare, bozuk dişimi al ve bana sağlıklı ve güçlü bir diş gönder” derler.


Avustralya Aborjinleri


Dişlerini pandanus bitkisinin içine yerleştirirler. Pandanus bitkisi büyüyüp ağaç olurken dişilerinin de büyüyeceğine ve Pandanus yapraklarında, dişler büyürken çocukları koruyacak ruhlar olduğuna inanırlar.


Brezilya


Anneler çocukların dişlerini dışarıya atıp şu şiiri okumalarını söyler: “Güzel kuşlar, sevgili kuşlar, şu dişimi alın ve bana yeni bir diş getirin”. Kuşlar sadece temiz dişleri aldığı için çocuklar dişlerini her gün fırçalarlar.


Çin


Üst dişlerini yatağın ayağının yanına, alt dişleri çatıya koyarlar. Aileleri, bunun yeni dişlerinin büyümesini hızlandıracağını söylerler.


Endonezya

Dişlerini geriye doğru çatıdan atarlar. Dişlerinin düzgün çıkması için eski dişlerini dümdüz atmaları gerekir.

Fas



Yatarken dişlerini yastığın altına koyarlar. Ertesi sabah güneş doğarken kalkıp dişlerini güneşe doğru atıp, "sana bir eşek dişi veriyorum ve bana bir ceylan dişi vermeni rica ediyorum" derler.


Güney Afrika

Dişlerini odalarında terliğin içine bırakırlar. Akşam bir fare gelir, dişi alır ve yerine bir hediye bırakır.


Haiti


Dişlerini çatıya atarlar ve "Fare, fare, fare! Sana çok güzel bir diş verdim, sen de bana eski bir diş ver" diye seslenirler. Asıl söylemek istediklerinin tam tersini söylerler ki kurnaz fareyi kandırıp gerçekten almak istediklerini alabilsinler.


İspanya


Dişlerini yastığın altına saklarlar. Uyuduklarında Ratoncito Perez isimli farenin dişlerini alıp yerine biraz para veya şeker bırakacağına inanırlar.


Japonya


Üst dişleri çıkarsa onu çamura atarlar. Eğer alt dişleri çıkarsa onu çatıya atarlar. Böylece eski dişlerinin yerinde düzgün bir diş çıkacağına inanırlar.

Kazakistan

Dişlerini banyo küvetinin altına atarlar ve "fare, fare, lütfen bana yeni bir diş getir" derler.


Meksika

Dişlerini yataklarının yanındaki bir kutunun içine koyarlar. Uyurken sihirli fare El Raton’un gelip dişlerini almasını ve yerine biraz para bırakmasını dilerler. Meksikalı çocuklar El Raton’un ön dişleri için biraz daha fazla para bırakacağına inanırlar.


Mısır


Dişlerini bir parça pamuğa veya mendile sarıp dışarı çıkarlar. "Parlayan güneş, parlayan güneş, bu sığır dişini al, bana bir gelin dişi getir" derler. Sonra dişlerini çok yükseğe, güneşin gözüne doğru atarlar.

Nijerya


Çıkan dişlerini 8 küçük taş ile beraber toplamı 9 olacak şekilde avuçlarında tutarlar (kızlar dişini 6 taş ile birlikte toplamı 7 olacak şekilde tutabilirler). Sonra gözlerini kapatırlar, yüksek sesle adlarını söylerler, ellerindekileri sayarlar ve "dişimi geri istiyorum" derler. Hepsini birden atıp koşarak kaçar. Hızlı koşmak çok önemlidir.


Pakistan


Dişlerini pamuğa sararlar. Güneş batarken nehir kenarına giderler ve dişlerini suya atarlar. Böylece iyi şans getireceğine inanırlar. Eğer yakında nehir ya da dere yoksa bahçeye atarlar.


Sri Lanka

Gözlerini kaparlar ve "sincap, sincap, bu dişi al ve bana yeni bir diş ver" derler. Sonra dişlerini çatıya atıp evin içinde koşarlar.


Şili


Dişlerini annelerine verirler. Anneleri dişlerini altın veya gümüş kaplatır ve çocuğuna kolye veya küpe yaptırır.


Tacikistan


Dişlerini tarlaya ekerler ve onlar da büyüyünce savaşçı olurlar.


Dişlerini çatıya atarlar ve farelerin eski dişlerini alıp yeni bir diş getirmesini isterler.

Uganda


Dişlerini, farelerin geçiş yolu üzerindeki bir kabın arkasına bırakırlar. Ertesi gün dişleri yok olmuş olur ve kabın içinde biraz para bulurlar. Ama bazı fareler diğerlerine göre daha fakirdir.


Venezüella

Dişlerini yastığın altına koyarlar. Uyudukları zaman bir fare gelip dişlerini alıp yerine biraz bozuk para bırakır.


Yeni Zelanda


Dişleri yastığın altına koyarlar. Aileleri onu alır ve küçük bir hediye bırakırlar. Sonra dişi büyük Wailato nehrine atarlar.

Kaynak

Her ülkenin kendine göre değişik inanışları var.Ben napardım dişim çıkınca çatıya atardım fakat fareden de medet ummazdım =))).Herkese bol güneşli ve güzel perşembeler.Sevgilerrrr
Türkiye